17 Ocak 2016 Pazar

BLOG HEDEF KİTLESİ VE KULLANIMI


HEDEF KİTLESİ 
TURİZM LİSELERİ VE TEKNİK MESLEK LİSELERİ YİYECEK İÇECEK HİZMETLERİ BÖLÜMÜ BESİN GRUPLARI  11. SINIF DERSİ

 KULLANIMI 
ÖĞRENCİLERİN DERSTE EKSİK KALDIĞI NOKTALARI TAMAMLAMAK VE EK KAYNAK OLMASI AMACI İLE HAZIRLANMIŞTIR.

HAZIRLAYANLAR 

AYŞEGÜL MEHTAP KARAKOÇ/ 1520981950  /YİYECEK İÇECEK İŞLETMECİLİĞİ
FİLİZ ARI /1520981667/ YİYECEK İÇECEK İŞLETMECİLİĞİ
YELİZ GÖKÇEN BOZKURT/ 1520981953 /KONAKLAMA İŞLETMECİLİĞİ
ESRA ÇAĞIRICI /1520982194 /YİYECEK İÇECEK İŞLETMECİLİĞİ
GRUP NUMARASI :gr151953

BESİN GRUPLARI RESİMLERİ

Resim 1: BESİN GRUPLARI 


RESİM 2:BESİN GRUBU PİRAMİTİ 




RESİM  3


KAYNAKÇA 

https://www.google.com.tr/search?q=BES%C4%B0N+GRUPLARI+RES%C4%B0MLER%C4%B0&espv=2&biw=1366&bih=677&tbm=isch&imgil=mfxDgpfb2LmUHM%253A%253BL-pmGziAFfpliM%253Bhttp%25253A%25252F%25252Fblogyorum.com%25252Fbesin-gruplari-ve-gunluk-alinmasi-gereken-besin-miktarlari%25252F&source=iu&pf=m&fir=mfxDgpfb2LmUHM%253A%252CL-pmGziAFfpliM%252C_&usg=__zcZkkarneNHZZ6deLsk9aXE7yto%3D&ved=0ahUKEwi9svXk0bHKAhUC3iwKHchrDbkQyjcIMw&ei=QvObVr2JLoK8swHI17XICw#imgrc=_&usg=__zcZkkarneNHZZ6deLsk9aXE7yto%3D

SAĞLIK BAKANLIĞI VE BESİN GRUPLARI

Temel Besin Grupları


Yeterli ve dengeli beslenme için aşağıdaki 4 temel besin grubunda yer alan besinlerden önerilen miktarda tüketilmelidir.
Yonca

Süt Grubu

Başta yetişkin kadınlar, çocuklar ve gençler olmak üzere tüm yaş gruplarının bu grubu her gün tüketmesi gerekir.
Bu grupta yer alan besinler:
Süt ve yerine geçen besinler; yoğurt, peynir ve süttozu gibi sütten yapılan besinler
İçerdiği Önemli Besinler :
Protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini (riboflavin) ve vitamin B12 olmak üzere birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır.
Başlıca Görevleri:
Kalsiyumdan zengin olan bu grup kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında önemli rol oynar.
Her gün yetişkin bireylerin günlük  2 porsiyon, çocukların, adölesan dönemi gençlerin, gebe ve emzikli kadınlarla
 menopoz sonrası kadınların 3-4 porsiyon süt ve yerine geçen besinleri tüketmeleri gerekir. Bir orta boy su bardağı 
(200 cc) süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynir bir porsiyondur.
Yağsız veya yağı azaltılmış süt, yoğurt ve tuzu az peyniri tercih edin.
Çiğ süt ve pastörize edilmemiş sütlerden yapılan peynir ve benzeri besinler insanlarda brusella hastalığına neden olur. Bu nedenle sokakta satılan kaynağı bilinmeyen sütleri tüketmeyin.
Pastörize edilmiş veya UHT (uzu ömürlü süt) sütleri tercih edin. Kaynağını bilmediğiniz ve tanımadığınız kişilerin sattığı,
 sokak sütlerini satın almayın.
Sütün az kaynatılması sütte bulunan mikropların tamamını öldürmez. Sütün çok kaynatılması ise vitamin kaybına neden
 olur. Sütü kaynama noktasına geldikten sonra en az 5 dk. kaynatmak hijyenik yönden yararlı olabilir.
Yoğurdun suyunun süzülmesi veya bekletme esnasında oluşan suyunun atılması vitamin B2 (riboflavin) kaybına neden
olur. Riboflavin vücutta önemli işlevleri olan bir vitamindir. Bu nedenle yoğurdun yeşilimsi suyu
 atılmamalı, değerlendirilmelidir. Ekmek mayalandırma, bisküvi ve pasta ile çorba yapımında kullanılmalıdır.
Satın alınan plastik yoğurt kapları, daha sonra yiyecek saklama amacı ile kullanılmamalıdır.
Sütlü tatlı pişirildikten sonra ocaktan alınırken şekeri eklenmelidir. Pişirilme sırasında eklenen şeker  ile sütün
 proteini birleşince protein kaybı oluşur.
Tarhana yoğurt, un veya yarmadan yapılan geleneksel bir besinimizdir. Beslenmemizde önemli yeri vardır.
 Ancak kurutulma işlemi hava akımı olan ve gölge bir yerde, üstü ince temiz bir bezle örtülerek yapılmalı,
güneş altında kurutulmamalıdır. Aksi halde önemli vitamin kayıpları oluşur.
İshal tedavisinde yoğurt yenmesi ve tuzlu ayran içilmesi yaşam kurtarır.

ET-YUMURTA-KURUBAKLAGİL GRUBU

Bu grupta yer alan besinler:
Et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinler bulunur. Ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlar
da bu grupta yer alır.
İçerdiği Önemli Besinler :
Protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum, B6, B12, B1 ve A vitamini, posa (kurubaklagiller) içerir.
Başlıca Görevleri:
  • Hücre yenilenmesi, doku onarımı ve görme işlevinde görev alan besin öğelerini sağlarlar.
  • Kan yapımında görevli en önemli besin öğeleri bu grup tarafından sağlanır.
  • Sinir, sindirim sistemi ve deri sağlığında görev alan besin öğeleri en çok bu grupta bulunur.
  • Hastalıklara karşı direnç kazanılmasında rolü olan en önemli besin grubudur.

ETLER

  • Etler iyi kalite protein kaynağıdır. Özellikle protein gereksiniminin arttığı, hızlı  büyümenin olduğu bebeklik, 
  • çocukluk dönemlerinde diyette mutlaka yer alması gerekir.Günlük  2-3 köfte kadar et-tavuk-balık-hindi tüketilmelidir.
  • Etin kendisi protein içerdiği için suyundan ziyade kendisi yenilmelidir.
  • Yağlı etlerin doymuş yağ  ve kolesterol içeriği daha yüksek olduğu için koroner arter hastalığı, diyabet, hipertansiyon
  •  gibi hastalığı olanlar diyetisyen kontrolünde yağsız kırmızı et ve derisiz beyaz eti (tavuk, hindi) ve balık etini
  •  tercih etmelidirler.
  • Omega–3 (n-3) içeriği yüksek olduğu için sağlıklı beslenme için haftada en az  2 kez balık yenilmelidir.
  • Salam, sosis gibi et ürünlerini tüketirken yanında mutlaka C, E vitamininden zengin     bir besine yer verilmelidir. Bu besinlerin yağ oranı yüksek olduğundan sınırlı tüketilmelidir.
  • Veteriner kontrolünden geçmiş etler tüketilmelidir. Kaçak kesilmiş etler hastalık etkenlerini taşıyabilir, iyice
  •  pişirildikten sonra tüketilmelidir.
  • Pişirmede haşlama, ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmadan kaçınılmalıdır. Et konan yemeğe yağ 
  • eklememelidir.
  • Etler ızgara edilirken etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak, kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır,
  •  aksi halde kanser yapıcı maddeler oluşur. Aynı nedenle etler çok yüksek sıcaklıkta, uzun süre pişirilmemelidir.
  • Güvenilir yerlerden satın alınmalı; hemen tüketilmeyecekse soğukta veya dondurucuda saklanmalıdır. 

YUMURTA

  • Protein kalitesi yüksek olduğu için bebek ve çocuklar tarafından her gün bir adet  tüketilmesi yararlıdır.
  • Diyette protein miktarının kısıtlandığı böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi  hastalıklarda yumurta örnek protein 
  • içeriği  nedeni ile önemli bir protein  kaynağıdır.
  • Yumurtaya kabuklarından kolaylıkla mikroorganizmalar geçtiği için özellikle  akının iyi pişirilerek tüketilmesi gerekir.
  • Pişmemiş (çiğ) yumurta tüketilmemelidir.
  • Kalp-damar hastaları haftada 1-2 kez yumurta yiyebilirler.
  • Et yemeyenler et seçeneği olarak yumurta yiyebilirler. Bir adet yumurta, besin değeri açısından yumurta 
  • büyüklüğündeki ete eşittir.
  • Yumurta sebzelerle ve tahıllarla birlikte yenirse, kan kolesterolüne olumsuz etkisi olmaz.
  • Yumurtanın içindeki lesitin beyin işlevlerinin düzenli olmasında yardımcı olur.
  • Satın alırken üzeri temiz, çatlağı ve kırığı olmayan yumurtalar seçilmeli, buzdolabında yıkanmadan saklanmalıdır.
  • Yumurta bayatsa ve uzun süre pişirilirse sarısının etrafında yeşil renkte demirsülfür halkası oluşur. Bu nedenle
  •  taze yumurta tüketilmeli ve haşlama süresi katı yumurta için su kaynamaya başladıktan sonra 8
  •  dakika ile sınırlandırılmalıdır.

KURUBAKLAGİLLER

  • Posa içeriklerinin yüksek olması ve yağ içeriklerinin düşük olması nedeniyle özellikle kalp-damar ve diyabet 
  • hastalarının diyetinde sıklıkla yer almalıdır
  • Özellikle kuru baklagillerin haftada 2-3 kez tüketilmesi önerilmektedir.
  • Protein kalitesini arttırmak için tahıllarla birlikte tüketilmelidir.
  • Islatma ve iyi pişirme ile gaz yapıcı etkileri en aza indirilebilir. Kesinlikle pişirme suları dökülmemelidir.
  • Bileşimindeki minerallerin yararlılığı açısından C vitamininden zengin besinlerle birlikte tüketilmelidir.

YAĞLI TOHUMLAR

  • Yağlı tohumlar; B grubu vitaminleri, mineraller, yağ ve proteinden zen­gin olan besinlerdir. Ancak yağlı tohumlar,  
  •  diğer besinlere göre daha fazla yağ içerdiklerinden tüketim miktarlarına dikkat edilmelidir. Özellikle çocukların ve 
  • ağır işte çalışanların diyetinde yer verilmesi yarar vardır.
  • Yeterli ve dengeli beslenmede günlük miktar  fındıkta 15-20 adet  (30 gr) veya cevizde 5-6 adet  (30gr) olmalıdır.
  • Evde saklarken kabuklu ve kabukları ayrılmış olanlar bir arada tutulmamalı, nemsiz ve serin ortamda saklanmalıdır.

SEBZE ve MEYVE GRUBU

Bu grupta yer alan besinler
Bitkilerin her türlü yenebilen kısmı sebze  ve meyve grubu altında toplanır.
İçerdiği Önemli Besinler :
Mineraller ve vitaminler bakımından zengindirler. Folik asit, A vitaminin ön öğesi olan beta-karoten, E, C, B2 vitamini,
kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve diğer antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindirler.
Başlıca Görevleri:
  • Büyüme ve gelişmeye yardım ederler.
  • Hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlarlar.
  • Deri ve göz sağlığı için temel ögeler içerirler.
  • Diş ve diş eti sağlığını korurlar.
  • Kan yapımında görev alan ögelerden zengindirler.
  • Hastalıklara karşı direncin oluşumunda etkindirler.
  • Doygunluk hissi sağlarlar.
  • Dengesiz beslenmeye bağlı şişmanlık ve kronik hastalıkların (kalp   damar hastalıkları, hipertansiyon, bazı ,
  • kanser türleri) oluşma riskini   azaltırlar.
  • Barsakların düzenli çalışmasına yardımcı olurlar.

SEBZE VE MEYVE GRUBU İÇİN ÖNERİLER

Çeşitli renk ve türlerde sebze tüketin. Farklı sebzeler, farklı besin ögeleri içerdikleri için gün içerisinde tüketilen
sebzelerin çeşitlendirilmesi gerekir. Bir gün içerisinde,  koyu sarı sebzeler (havuç, patates), koyu yeşil yapraklı
sebzeler (ıspanak, marul, kıvırcık, pazı, semizotu, brokoli vb), nişastalı sebzeler (patates, bezelye) ve diğer sebzeler
(domates, soğan, taze  fasulye) dengeli bir şekilde tüketilmelidir.
Meyveler de, içerdikleri besin öğeleri ve miktarı bakımından farklıdır. Bu nedenle tüketimlerinde çeşitlilik
sağlanmalıdır. Genellikle, turunçgil grubu ve çilekler vitamin C, kiraz, kara üzüm, kara dut diğer antioksidanlardan
zengin iken; muz, elma gibi meyveler potasyumdan zengindirler.
Tüm sebze ve meyveler besin değeri içeriği ve ekonomik olması açısından mevsiminde, bol ve ucuz
bulunduğu dönemlerdeen az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketilmesi önerilmektedir.
Örneğin ;
1 porsiyon meyve  = 1orta boy elma veya 1 orta boy portakal veya 1 büyük boy mandalina
1 porsiyon sebze = 4-5 yemek kaşığı sebze yemeği  veya 1 kase salata

PİŞİRME İLKLERİ

  • Sebze ve meyveleri çiğ tüketmeyi tercih edin. Yenilebilen kabuklarını soymayın. Eğer soymanız gerekiyorsa 
  • mümkün olduğunca ince soyun. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, 
  • kabuğunda veya kabuğun hemen altındaki kısımlarında bulunurlar, iç kısımlarda yoğunlukları daha azdır.
  • Taze sebzeler önce ayıklanmalı, akan bol su altında iyice yıkanmalı sonra doğranmalı ve yeteri kadar su ile 
  • pişirilmelidir.
  • Sebzeleri yıkarken suda uzun süre bekletmemek gerekir. Bekletme sırasında bazı vitaminler suda çözünürler, besin 
  • değeri azalabilir.
  • Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde kesmek gerekir. Yüzeyle az temas vitamin kaybını azaltır.
  • Sebzeler doğranmadan önce içinde pişirileceği sıcak karışım hazırlanmalıdır. Bunun için öncelikle yağ, soğan, 
  • salça karışımı ve gerekiyorsa su konur. Kaynayana kadar geçen sürede sebzeler doğranılarak sıcak karışıma 
  • eklenir ve pişirilir.
  • Yeşil yapraklı sebzelerin su oranı çok yüksektir. Bu nedenle suyu koruyabilen derecelerde hiç su koymadan veya 
  • susuz pişirilebilir. Sebze yemeğine ne kadar su konursa vitamin kaybı o kadar fazla olur.
  • Sebzeleri mümkün olduğunca kısa sürede ve diriliği korunacak şekilde pişirmek gerekir. B vitaminleri ve C vitamini
  •  gibi bazı vitaminler ısı ile kolayca kayba uğrar.
  • Sebze ve meyveleri pişirirken tencerenin kapağı kapalı tutulmalıdır. Böylece buhar kaybolmayacak ve pişme
  •  süresi kısalacaktır.
  • Sebzelerin haşlama suyu kesinlikle dökülmemelidir. Dökülürse suda eriyen vitaminlerin büyük bir kısmı 
  • (vitamin C, B2, folik asit vb) suya geçtiği için, besin değeri kaybı çok fazla olacaktır.
  • Sebzelerin pişme suyu çorbalara, yemeklere ve soslara eklenebilir.
  • Sebzeler pişirilirken asla soda eklenmemelidir. Pişirme sırasında eklenen soda sebzelere daha yeşil bir
  •  renk kazandırmakla birlikte bazı vitaminlerde kayıplara neden olur.
  • Meyve ve sebzelerin sularını tüketmek yerine,  tüm olarak tüketilmesi, ayrıca kabuklu yenilebilen meyvelerin
  •  kabukları ile yenilmesi posa tüketimini artırılmasını sağlar. 
Çimlenmiş patateslerde kabuğa yakın kısımda bulunan ve zehirleyici etkisi bulanan solanin (bir alkaloid) maddesi
miktarı artır. Bu nedenle patates çimlenmekten korunmalıdır. Aşırı çimlenmiş patatesler tüketilmemelidir. Solanin
zehirlenmesi sindirim sistemi bozuklukları, terleme ve halsizlik vb bulgularla ortaya çıkar.

EKMEK ve TAHIL GRUBU

Bu grupta yer alan besinler
Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıl taneleri ve bunlardan yapılan un, bulgur, yarma, gevrek ve benzeri
ürünler bu grup içinde yer alır.
İçerdiği Önemli Besinler ve Başlıca Görevleri:
Tahıl ve tahıl ürünleri vitaminler, mineraller, karbonhidratlar (nişasta, lif) ve diğer besin öğelerini içermeleri nedeniyle
sağlık açısından önemli besinlerdir. Tahıllar, protein de içerir. Bu proteinin kalitesi düşük olmakla birlikte kurubaklagiller
ya da et, süt, yumurta gibi besinlerle bir arada tüketildiklerinde protein kalitesi arttırılabilir. Tahıllar, ayrıca bir miktar
yağ da içerirler. Tahıl tanelerinin yağı vitamin E’ den zengindir. Tahıllarda A vitamini aktivitesi gösteren öğelerle, C
 vitamini hemen hemen yoktur. Tahıllar B12 dışındaki B grubu vitaminlerinden zengin, özellikle B1  vitaminin (tiamin)
en iyi kaynağıdır. Bu vitaminler tahıl tanelerinin çoğunlukla kabuk ve özünde bulunur.Mineraller ve vitaminler
bakımından zengindirler. Folik asit, A vitaminin ön öğesi olan beta-karoten, E, C, B2 vitamini, kalsiyum, potasyum,
demir, magnezyum, posa ve diğer antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindirler.

EKMEK ve TAHIL GRUBU İÇİN ÖNERİLER

  1. Tam tahıl ürünlerini tüketin.
  2. Tüketilecek miktar bireyin ağırlık ve bedensel çalışma durumuna göre değişir. Az hareketli, şişman bireylere günde 
  3. 3 ince dilim ekmek (75 g) yeterli iken zayıf bireyler, ağır işte çalışanlar bunun 3-5 katını yiyebilirler.
  4. Tam tahıl ürünleri günde 6 porsiyon (6 dilim ekmek veya 3 dilim ekmek, 1 kepçe unlu çorba, 4 yemek kaşığı
  5.  pilav gibi)tüketilebilir. Ağır işte çalışan ve enerji gereksinimi fazla olanlar bu gruptan daha fazla tüketebilirler.
  6. Protein ve vitamin içeriğini arttırmak için diğer besinlerle (kuru baklagiller, süt ve ürünleri) birlikte tüketin.


SAĞLIK BAKANLIĞI :BESLENME MODÜLÜ( PDF)
YARARLANA BİLİRSİNİZ. http://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/t9.pdf


BESİN GRUPLARI HABERLERİ

http://www.milliyet.com.tr/mucize-bir-besin-grubu-baklagiller-pembenar-detay-yemek-1385044/


BESİN GRUPLARI VİDEOSU


BESİN GRUPLARI




                                                                BESİN GRUPLARI 

1. ET, YUMURTA, KURU BAKLAGİLLER, YAĞLI TOHUMLAR

Et, yumurta kuru baklagil grubunun en önemli özelliği proteinden zengin olmalarıdır. Protein gereksiniminin çoğu bu gruptaki yiyeceklerle sağlanır. Bu gruptaki yiyeceklerin bazılarında önemli miktarda yağ bulunur. Bitkisel kaynaklı olanlar ise karbonhidrattan zengindir. Bu gruptaki besinler, vitamin ve minerallerin de iyi kaynağıdır. Ancak C vitamini yönünden fakirdir.
                                        
RESİM 1:TEMEL PROTEİN KAYNAKALARI:ET,BALIK,YUMURTA 
   1.1. Etler
Hayvanların yenebilen kas dokularına et denir. Geçmişten günümüze et insanlar için önemli besin kaynağıdır. Ülkemizde en çok sığır, dana, koyun, kuzu, keçi, tavuk, hindi vb. etler, balık çeşitleri ve su ürünleri tüketilmektedir. Etler genel olarak büyüme ve gelişmeyi destekleyen, iyi kalitede protein içeren önemli besin gruplarındandır. Besin değerinin yüksek olması beslenmedeki yeri 
ve önemini arttırmakta, yiyecek hazırlama ve pişirmede pek çok üründe kullanılmaktadır. Etler genel olarak altı grupta toplanmaktadır:

  • Kasaplık hayvanlar (sığır, manda, domuz, koyun, keçi vb.) 
  • Kümes hayvanları (tavuk, kaz, ördek vb.) 
  • Su ürünleri (balık çeşitleri ile kabuklu deniz ürünleri) 
  • Av hayvanları (bıldırcın, keklik, tavşan vb.) 
  • Sakatatlar (ciğer, yürek, böbrek, beyin vb.) 
  • Et ürünleri (sucuk, sosis, salam, pastırma, kavurma, füme etler, gibi.) 

RESİM 2: ETLER 
1.2. Yumurta


Hayvansal kaynaklı protein içeren yumurta, gerektiğinde et yerine kullanılabilen örnek protein içeren bir besindir. Protein içeriği nedeniyle her yaştaki bireylerin tüketmesi gereken bir besindir. Özellikle bebek ve çocuklar, gebe ve emzikliler gibi özel durumu olanlar, ekonomik durumu iyi olmayanlar için kaliteli ve en ucuz protein kaynağıdır. Yumurta çeşitleri arasında en fazla tüketilen tavuk yumurtasıdır. Bunun yanı sıra deve kuşu, bıldırcın, kaz, ördek yumurtaları da kullanılmaktadır. Ortalama olarak tavuk yumurtası 50-60 g ağırlığındadır. Yumurta, kabuk, yumurta akı, yumurta sarısı olmak üzere üç bölümden oluşur. %11’i kabuk, %58’i yumurta akı, %31’i de yumurta sarısıdır.

YUMURTANIN YAPISI 
1.3. Kuru Baklagiller 

Bitkilerin olgunlaşmış tohumlarıdır. Esas bileşimleri karbonhidrat ve proteindir. Glisemik indeksleri düşük olduğu için yavaş yakılan enerji sağlayarak kan şekerinin düzenlenmesinde rol oynar. İçerdiği posa nedeniyle bağırsak hareketlerini artırıcı, kolesterol düzeyini düşürücü, etki sağlar. Hayvansal kaynaklı ürünlere göre daha ucuz olan kuru baklagiller, proteinin yetersiz olduğu toplumlarda protein ihtiyacının karşılanmasında önemlidir. Et, yumurta bulunmadığı zaman, kuru baklagiller diyette artırılarak protein gereksinmesi karşılanabilir.

RESİM 3:KURUBAKLAGİLLER


2. SÜT VE TÜREVLERİ

Süt, insan beslenmesinde çok önemli gıda maddelerindendir. Yeni doğan bebeğin besin gereksinmeleri anne sütü tarafından karşılanmaktadır. Yeni doğmuş bebeğin anne sütü ile beslenmesi, büyümesi, gelişmesi ve zekâ gelişiminde çok önemlidir. Doğumdan sonra salgılanan ilk sütün (kolostrum) bebeğe verilmesi çok önemlidir. Bağışıklık sistemini güçlendiren kolostrum, normal sütten daha koyu ve daha sarı renktedir. İçindeki besin öğeleri konsantrasyonu daha yüksektir. Doğumdan 4-5 gün sonra süt normal kıvamını alır.
Tifo, verem, malta humması vb. hayvanlarda görülen hastalıklar insanlara pastörize edilmeyen sütle geçebilir.
  • Pastörizasyon: Sütün, fabrikalarda ön işlemlerden geçirildikten sonra (süzme, standardizasyon vb) 80-85 C‘de 15-20 saniye ısıtılıp süratle soğutulması ve ambalajlanmasıdır. Pastörize edilmiş süt, buzdolabında yazın 24 saat, kışın 3-4 gün saklanabilir. 
  •  Sterilizasyon: Sütün, 140-150 C‘de 2-4 saniye ısıtılıp hızla soğutulması ve özel kutularda ambalajlanması işlemidir. Uzun ömürlü süt (UHT) olarak bilinen bu sütlerin raf ömrü 3-6 ay arasında değişmektedir. Açıldıktan sonra buzdolabında saklanmalı ve 1-2 gün içinde tüketilmelidir. 
Çeşitleri 
Daha çok içme sütü olarak kullanılan süt, süt ürünlerinin yapımında temel malzemedir. Sütten evlerde ve gıda sanayinde yoğurt, ayran, peynir, çökelek, süt tozu, tereyağı, krema gibi süt ürünleri elde edilmektedir. 
  1. Yoğurt: Sütün 40-45 C‘de lactobacillus bulgarius, streptekokus laktis vb. (yoğurt mayası) organizması ile mayalandırılması sonucu elde edilen bir üründür. Süt, çabuk bozulduğu için saklama süresini biraz daha uzatmak, farklı bir lezzet elde etmek amaçları ile yoğurt yapılır. Süt ile yoğurdun besin değerleri aynıdır. 
  2.  Peynir: Sütün, rennin (peynir mayası) ile pıhtılaştırılarak suyundan ayrılması ve bunun belirli bir süre olgunlaştırılmasıyla elde edilir. Uygulanan işlemlere göre pek çok peynir çeşitleri elde edilebilmektedir. Örneğin, peynir yapımında katılaşan pıhtı, pişirme işlemine tabi tutulursa kaşar peyniri, doğrudan tuzlu salamuraya konursa beyaz peynir elde edilir. 
  3.  Lor Peyniri: Peynir altı suyunun ısıtılmasıyla veya yağı alınmış sütün limon suyu gibi asitle muamele edilmesi sonunda elde edilen tuzsuz peynirdir. 
  4.  Çökelek: Yağı alınmış yoğurdun tuz katılarak kaynatılmasıyla elde edilen bir süt ürünüdür. 
  5.  Süttozu: Sütün sıcak havalı odalarda püskürtülmesi veya kızgın buharla ısıtılmış silindirlerden geçirilmesi, suyunun uçurulması ile elde edilir. 
  6. Tereyağı: Süt, yoğurt ve kremanın çeşitli şekillerde işlenmesiyle elde edilen yağca zengin bir süt ürünüdür. 
  7.  Krema: Süt yağının çekilmesi ve işlenmesiyle elde edilir.
RESİM 4: SÜT VE TÜREVLERİ 
3. TAHILLAR 

Buğday, arpa, pirinç, yulaf, mısır vb. ile bunlardan elde edilen un, ekmek, bulgur, şehriye, irmik, kuskus, tarhana vb. bu gruba girmektedir. Tahıl taneleri, diğer canlılar gibi hücrelerden oluşmuştur.


RESİM 5:TAHIL TANESİNİN YAPISI 
Tanenin dış kısmını kaplayan kabuk % 14,5 oranındadır. Öğütme esnasında kepek olarak ayrılan kabuğun yapısında selüloz, hemiselüloz ve lignin gibi posa öğeleri bulunur. Bunların yanında protein, mineraller ve vitaminler de bu kısımda yoğun olarak bulunur. Endosperm, tanenin %83’ünü oluşturur ve nişastayı en çok taşıyan yer olduğu için enerji deposudur. Nişastanın yanı sıra bir miktar protein, mineral maddeler ve vitamin bulunur. Embriyo, tanenin %2,5’ini oluşturur ve taneden yeni bitki oluşmasını sağlayan bölümdür. İçeriğinde lipit, mineral maddeler, protein ve vitaminler bulunur. Ucuz enerji kaynaklarından olan tahıllar, günlük enerji miktarının %70’ini karşılamaktadır.

Çeşitleri
 Tahılların çeşitli işlemlerden geçirilmesiyle tahıl türevleri elde edilir. Genel tüketim şekli un ve undan elde edilen ürünler şeklindedir. Tahıl ürünleri bulgur, makarna, şehriye, ekmek, tarhana, nişasta, vb.dir.

  • Un: Temizlenmiş buğday tanelerinin öğütülmesiyle elde edilir. Un denince öncelikle buğday unu anlaşılır, diğer unlar elde edildikleri tahılın adı ile anılır. Öğütülürken elemenin derecesine göre 100 kg buğdaydan elde edilen un miktarına öğütme derecesi, verim veya randıman adı verilir. Piyasada buğday unu randımanları dört grupta incelenebilir: o %60-70 randımanlı unlara extra-exstra un denir.(Kek,pasta yapımında) o %70-80 randımanlı unlara extra un denir.(Börek,çörek yapımında) o %80-90 randımanlı unlara birinci nevi un denir.(Börek,çörek,ekmek yapımında) o %90 dan daha fazla randımanlı unlara da ikinci nevi unlar denir. Besin değeri en yüksek unlardır.(Ekmek yapımında kullanılır. ) 27 
  •  Bulgur: Buğdaydan yapılır. Yurdumuzda çok tüketilen besinlerden biridir. Haşlanmış buğday kurutulduktan sonra değirmenden geçirilerek kırılır. Enerji ve besin içeriği oldukça yüksektir. 
  • İrmik: Buğdayın endosperm kısmının iri bir şekilde öğütülmesinden elde edilir. 
  • RESİM 6:MAKARNA ÇEŞİTLERİ
  • Makarna ve şehriye: Sert buğday unundan veya irmikten yapılan koyu kıvamlı hamurun özleştirilip şekillendirilmesi ve kurutulması ile elde edilen üründür.
  •  Ekmek: En çok tüketilen besinlerin başında gelmektedir. Ekmek yapımında gluten ile gaz oluşumu önemlidir. Gluten, buğday ve çavdar ununa su katıldığında proteinlerden glutelin ve prolaminin diğer öğelerle birleşmesi sonucu oluşur. Bu oluşuma gluten kompleksi denir. Gluten, yapışkan ve elastik bir özellik taşımaktadır. Bu olayda yeterince yoğurma önemlidir. Aksi durumda gluten zayıf olur.


4. SEBZE VE MEYVELER 

 Sebze ve meyvelerin önemi Pratikte genellikle yemek ve salata olarak yenenlere sebze, tatlı yerine yenenlere ise meyve denir. Ülkemizde sebze ve meyvelerin tüketimi bölgelere, mevsimlere, bahçecilik olanaklarına ve alışkanlıklara göre değişmektedir.
Sebze ve meyveler taze olarak (çiğ ve pişmiş) mutfaklarda kullanıldığı gibi gıda sanayinde, çeşitli şekillerde işlenmiş (konserve, kurutma, dondurma vb.) olarak da kullanılabilir. Sebze ve meyveler; çorbalarda, etli ve zeytinyağlı yemeklerde, garnitür olarak salatalarda, turşu ve reçel yapımında, pasta, börek ve tatlılarda kullanılmaktadır.

Sebze ve meyvelerin çeşitleri
Sebzeler bitkiden elde edildikleri kısımlara göre aşağıdaki gibi gruplandırılabilir.

  • Yumruları yenen sebzeler: Patates, yer elması 
  • Kökleri yenen sebzeler: Şalgam grubu, havuç, kereviz, pancar 
  • Soğan ve sürgünleri yenen sebzeler: Pırasa, soğan, sarımsak 
  •  Sürgünleri yenen sebzeler: Kuşkonmaz 
  •  Yaprakları yenen sebzeler: Lahana, ıspanak, marul, semizotu, pazı vb. 
  •  Çiçek ve çiçek tablası yenen sebzeler: Enginar, karnabahar, bamya 
  • Meyvesi yenen sebzeler: Domates, patlıcan, biber, hıyar, kabak 
  • Meyve ve tohumları bir arada yenen sebzeler: Taze fasulye, bezelye                                                                                                                                                                                              Sebze ve meyveler renklerine göre de aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir: 
  • Yeşil sebzeler, bileşimlerinde fazla miktarda klorofil pigmenti bulunanlardır. Bu sebzelerde aynı zamanda karotenoidler ve flavonoidler de vardır. 
  •  Kırmızı renkli sebzelerde antosiyonin pigmentleri vardır. Kırmızı lahana, kırmızı pancar örnektir. o Sarı renkli sebzelerde, karotenoidler bulunur. Havuç, kayısı, domates bu gruba girer. Turunçgil grubu meyvelerde karotenoidler ve flavonoidler bulunur. 
  • Beyaz renklilerde ise flavonoid pigmenti vardır. Patates, soğan, patlıcan, karnabahar ve kereviz; meyvelerden elma, armut ve şeftalinin rengini verir. 
  • SEBZE VE MEYVELER 
  •  Sebze ve meyvelerin besin değeri Sebze ve meyvelerin %70-98’i sudur. Taze sebze ve meyveler özellikle vitamin, mineral ve selüloz gibi sindirilmeyen karbonhidratlar yönünden iyi kaynaktır. C vitamini ihtiyacı, yalnız bu gruptaki besinlerle karşılanır. Yeşil, sarı ve turuncu sebze ve meyveler A vitamininin ön maddesi karotenlerden zengindir. Yeşil yapraklı sebzeler, B grubu vitaminlerinin çoğu C, K, E vitaminlerinin de iyi kaynağıdır. Demir ve kalsiyum gibi minerallere olan ihtiyacın karşılanmasına katkıda bulunur. Bu gruptaki besinlerin protein oranı düşüktür. Bu nedenle protein ihtiyacının karşılanmasında katkıları azdır. Sebze ve meyvelerin su oranı yüksek, çoğunun ise enerji değeri düşüktür. İçerdikleri sindirilmeyen karbonhidratlar sebebiyle bağırsakların çalışmasını ve boşalmasını kolaylaştırır.
5.YAĞLAR VE ŞEKERLER

YAĞLAR 
Yağların önemi İnsan beslenmesi için gerekli olan yağların vücut çalışmasında birçok görevi vardır. Bu gruptaki besinlerin enerji değerleri çok yüksektir. Besin hazırlamada yağlar, salatalar, kızartmalar, ana yemekler, pasta, bisküvi, börekler ve tatlılarda lezzet verici olarak renk, görünüm, yumuşaklık, gevreklik sağlamak gibi amaçlarla sıklıkla kullanılmaktadır. Aynı zamanda sabun ve kozmetik sanayinde kullanılmaktadır. Yağlar ambalajlarında serin bir ortamda saklanmalıdır. Uygun koşullarda saklanmadığında yağlarda acılaşma meydana gelir. 

ŞEKERLER
Şekerlerin önemi Şeker, bal, pekmez,tahin helvası, pasta çikolata gibi tatlılar bu gruba girer. Bu gruptaki besinlerin enerji değerleri yüksektir. Ülkemizde şeker, şeker pancarından elde edilir. Şekerler hamur işleri ve tatlılarda, reçel ve marmelatlarda şekerleme çeşitleri ile içeceklerde kullanılmaktadır. Aynı zamanda karamelize edilerek bazı tatlıların (krem karamel) yapımında kullanılır. Karamelizasyon şekerin kuru olarak veya çok yoğun çözeltide ısıtılması ve renginin kahverengiye dönüştürülmesidir.
RESİM 7:YAĞLAR VE ŞEKERLER  



KAYNAK :MEGEP'DEN YARARLANILDI